Ülkemiz sanayisindeki gelişme arzusu çok yönlü yenilikçi hamleleri ve araştırma-geliştirme adına ilave yatırımları gerektiriyor. Bu yönde atılan her adım ise var olan alışkanlıkların ötesine geçilerek yeni koşulların benimseneceğinin altını çiziyor. Yeni koşullara geçiş sürecine baktığımızda da yapılan düzenlemelerin merkezine insan, çevre ve canlıların yerleştirildiğini görebiliyoruz.
Söz konusu insan ve çevre olduğunda ise tarafsız bir aktör olan devletin devreye girmesi kaçınılmaz oluyor. Bu bağlamda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın uzun zamandır kimyasallar ile ilgili olarak birçok yeniliğe öncülük ettiğine şahit oluyoruz. En son 2017 yılında Bakanlık tarafından yayınlanan Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması Hakkında Yönetmelik (KKDİK) de insan ve çevre odaklı piyasa koşullarının yeni bir regülasyonu olarak değerlendirilebilir. Nitekim KKDİK kendi amacını şu şekilde ifade ediyor;
“Bu Yönetmeliğin amacı, insan sağlığı ve çevrenin yüksek düzeyde korunmasını sağlamak, maddelerin zararlarının değerlendirilmesine yönelik alternatif yöntemleri özendirmek, rekabeti ve yeniliği artırmak üzere kimyasalların kaydı, değerlendirilmesi, izni ve kısıtlanmasına ilişkin idari ve teknik usul ve esasları düzenlemektir.”
Aslında KKDİK, bizden önce sanayileşme serüvenini yaşamış devletlerin tecrübesinden yararlanmak adına atılmış önemli bir adım olarak da görülebilir. Avrupa Birliğindeki ikiz kardeşi REACH tüzüğünün (Registration, Evaluation, Authorization and Restriction of Chemicals) ülkemiz koşullarına uyarlanmış bir tercümesi olan bu yönetmeliğin, ülkemiz Sanayisine hem rekabet-yenilik hem de canlı-doğa yaklaşımı açısından önemli katkılar sunacağına inanıyoruz. İlaveten KKDİK’in tüm norm ve kurallarıyla uygulama safhasına geçildiğinde ülkemiz şartlarına bağlı olarak bir takım güncellemeleri de gerektirebileceği kanaatindeyiz.
Diğer taraftan KKDİK’in uygulanması safhasını ele aldığımızda, yönetmelik norm ve kurallarının yerleşmesi açısından karşımıza çok önemli bir aktör çıkıyor, Kimyasal Değerlendirme Uzmanı. Her ne kadar kimyasalların kaydı ve diğer yükümlülüklerden firmalar bizatihi sorumlu olsa da, yapılacak işlemlere yönelik hazırlanması gereken teknik dosya Kimyasal Değerlendirme Uzmanını olmazsa olmaz kılıyor. Kimyasal Değerlendirme uzmanın görevleri incelendiğinde ise bunların doğrudan kimyasalların insan, canlı ve çevreye olası etkileri ile ilgili olduğu net olarak görülebiliyor.
Bu bakımdan Çevre ve Şehircilik Bakanlığından onaylanmış bir kuruluş olarak ülkemizdeki gelişim, rekabet ve insan-çevre hassasiyetinin bilincinde Kimyasal değerlendirme Uzmanları yetiştirmek amacıyla yola çıktık. Bu yeni alanda yetiştirdiğimiz Kimyasal Değerlendirme Uzmanlarının hem firma gereksinimlerini karşılayacağı hem de KKDİK normlarının kurumsallaşmasında büyük katkılar sunacağı kanaatindeyiz. Firmalar ve ilgililer nezdinde ilk akla gelen kuruluşlar arasında yer almak amacıyla gelecek odaklı bir yaklaşım benimsiyoruz. Hazırlığımız, organizasyon yapımız ve eğitimci kalitemiz düşündüklerimizi gerçekleştirmemize olanak sağlayacak elverişliliğe sahiptir.
Bu doğrultuda, belirlediğimiz anlayış çerçevesinde yetişeceğine inandığımız tüm Kimyasal Değerlendirme Uzmanı adaylarımıza şimdiden başarılar dileriz.
Kutlu Eğitim Kurumları
KDU Eğitim Kuruluşu